Gaziantep Diyetisyen Seyit Kalaycı

Üst
 

Kafeinin Vücutta Etki Metabolizması

Diyetisyen Seyit Kalaycı / Genel  / Kafeinin Vücutta Etki Metabolizması

Kafeinin Vücutta Etki Metabolizması

Kafein ağızdan alındıktan kısa bir süre sonra, gastrointestinal sistemden hızlı bir şekilde emilir, 15-120 dk. içinde de kanda en yüksek düzeye ulaşır. Kafein karaciğerde metabolize olur. Alınan kafeinin yalnızca % 10’u metabolize edilmeden vücuttan atılır. Kafeinin düşük düzey (100 mg’dan az) ya da orta düzey (200-300 mg arasında) alınması, keyif verme, enerjik hissetme, sosyalitenin artması gibi olumlu etkilere neden olurken; yüksek düzey (500 mg’dan fazla) alınması tedirginlik, huzursuzluk gibi olumsuz etkilere neden olmaktadır. Kafein tüketimi az olan kişilerde, düşük ya da orta düzeyde alınan kafein bile, benzer olumsuz etkiler oluşturabilmektedir.

Kafeinin belleği koruduğu ve öğrenme hızını artırdığına ilişkin bulgular çok açık değildir. Buna karşın yaşlı (>80 yaş) kadınlarda, kafeinin alımı ile belleğin korunması arasında olumlu bir ilişkinin olduğu gösterilmiştir.

Kafeinin uykuyu olumsuz etkilediği, uykuya dalış süresini geciktirdiği, toplam uyku süresini azalttığı, uykunun normal seyrinde değişikliğe yol açtığı ve böylece uykunun kalitesinin düştüğü bilinmektedir . Kafein ile uykunun süresi ve kalitesi konusunda yapılan bir çalışmada, yedi gün boyunca, öğlenden sonra ve akşam saatlerinde düzenli olarak alınan kafeinin (130 mg/gün) uyku-uyanıklık mekanizmasını düzenleyen melatonin hormonunun sekresyonu azalttığı, bu nedenle uykunun kalitesinin düştüğü belirlenmiştir.

Kafein alımı, kalp hızı ve kan basıncında akut bir artışa neden olmaktadır. Günlük 400 mg ve üstünde kafein alımının kardiyovasküler sağlık açısından risk taşıdığı diğer bir deyişle güvenli olmadığı belirtilmektedir.

Kafein midenin asit salgısında artışa neden olmaktadır. Erişkinler arasında sık, çocuklarda seyrek görülen mide yanması ve gastro-ösefajiyel reflü gibi sorunlar, çay özellikle de kahve içiminden sonra artmaktadır. Çay ve kahvenin azaltılması ya da kafeinsiz kahve içilmesi halinde, bu sorunlar belirgin bir şekilde hafiflemektedir.

Yetişkinlerle karşılaştırıldığında, çocuklar, özellikle de küçük çocuklar kafeine karşı oldukça hassastır. Çünkü kafein, halen gelişmekte olan çocuk organizmasında etkisini çok daha hızlı gösterir. Kafein çocuklarda uykusuzluk, uykuya dalmada zorluk, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü/ bozukluğu, mide sorunları, kalp hızında ve kan basıncında artış gibi sorunlara da neden olmaktadır.

Diüretik etki, kafeinin en çok ve en uzun süre araştırılan etkilerinden biridir. Sağlıklı kişilerde, 300 mg/gün’den fazla alınan kafeinin, diürezi akut olarak artırdığı, beraberinde kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum ve klor atımını da artırdığı belirlenmiştir.

Uzun dönem kafein kullanımı genellikle alışkanlığa yol açmaktadır. Düzenli bir şekilde tüketilen kafeinin bırakılması halinde, istenmeyen bazı semptomlar ortaya çıkabilmektedir. Yoksunluk belirtileri olarak tanımlanan bu semptomlar arasında en sık gözlenenleri baş ağrısı, alınganlık, uyuşukluk, uykusuzluk, anksiyete, huzursuzluk, konsantrasyon eksikliği, depresyon ve sinirliliktir. Kafein alımının dereceli olarak azaltılması ile olumsuz etkileri azaltılabilen bu semptomlar, genel olarak kısa sürelidir ve metabolizma, tüketim sıklığı, tüketim miktarı vb. faktörlerle ilişkili olarak, kişisel farklılıklar gösterir.

Diyetisyen Seyit Kalaycı
Diyetisyen Seyit Kalaycı
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments